27 Nisan 2009 Pazartesi

Diyeceğiz ki

Ve hayat hepimize kocaman bir nanik yaptı diyeceğiz bir zaman sonra. Ya da vay anasını bu da oldu ya artık hiçbir şey şaşırtmaz bizi diyeceğiz. Sahi nereye gitti o? Bir zamanlar en yakın arkadaşımdı. Bu kadar kolay mıydı dostlukların bitmesi? Diyeceğiz. Laf aramızda kalsın ama ben şu salağa bilmem kaç yıl önce mal gibi aşıktım diyip güleceğiz. Kim bilir belki şunu yapmasaydım var ya kesin böyle olurdu, şu şu olurken de ben bunu bunu yapardım.. Ah ah kafama sıçayım, oysa falancayı dinlemeliydim. Diyeceğiz.
Benim üniversitede bir hocam vardı diye başlayan cümleler kuracağız. İyi ki evlenmişim diyeceğiz belki. Ya da evlendiğim güne lanet olsun! diyeceğiz. Şimdi mesleğe ilk başladığım zamanı hatırlıyorum da nasıl da komikmişim deyip kendi kendimize güleceğiz. Eskiden bu semt böyle miydi? Araba geçmezdi bizim sokaktan diyeceğiz. Ne! O gerizekalı bunu bunu mu yapmış? Bir de okulda herkes onla kafa bulurdu. Bak işte! kimden ne çıkacağı belli olmuyor diyeceğiz. İyi ki çocuk yapmışım, hayatımın en doğru haltını yemişim ağzımızadan çıkan en tatlı, en kendinden emin cümle olacak bir zaman sonra.
Zaman notasını şaşmadan, ritmini bozmadan akıp giderken. Hayat sağlamasından hiç şaşmamaya devam ederken öyle laflar edeceğiz ki ağzımızdan çıkan her heceyle bir kez daha büyüyeceğiz. Vay be yaşlandık! diyeceğiz bir dost meclisinde.. İlk kitabımı yazarken o kadar zorlandım ki anlatamam diyeceğiz. O kadar çok söz olacak ki hayatımızda.. Şimdi ben bir sonraki cümleyi yazacağım..
Okuduğumuz kitaplar değişecek, bugün kendimizi dünyanın en şık insanı zannederek giydiğimiz kıyafetlere yıllar sonra güleceğiz. İlk okula gittiğimiz yıllar bir dönem filminin zamanı olacak. Güldüğümüz ve ağladığımız şeyler değişecek, saçlarımız dökülecek belki.
Bunları yazarken, hatta aklımdan geçirirken hem yüzümde ilginç bir tebessüm hem kalemim de meraklı cızırtılar, hem de zamanın hepimizin gözlerinde bıraktığı hüzün olacak.
Ömrümüz yettiğince yılları devirirken, değişmeye, değişimin kendisine hep tanık olacağız. Asla dememem dediklerimizi bir bir söylerken, bir gün ağzımızdan çıkmasını deliler gibi istediğimiz şeyleri haykıracağız. Evet! Yaptım! diyeceğiz. Nasıl da tatlı olacak annenin ya da sevgilinin boynuna sarılıp zaferlerimizi kutlamak. Ya da hüzne yenik düşüp ağlayacak omuzlar aramak. Bunlar olurken, biz hep söylerken, yeni söyleyeceğimiz sözler sırada bekleyecek. Ve şuna eminim ki; söyleyecek hep bir sözümüz olacak. Başka şeylere kızacağız, destekleyeceğiz, duygulanacağız. Bunların hepsini yapacağız. Başka başka. Değişen tek şey o başkalar olacak. Böyle düşününce yarını -hem de hiç kaygı duymadan yüzdeyüz teslimiyetle- hayat nasıl da üst üste dvdsini izlediğimiz bir dizi gibi geliyor kulağa. Nasıl da heyecandan yerinde duramayan bir çocuk gibi. Söz de bitecek zaman geldiğinde. Ama hep bir sonraki repiliğimizi bekleyeceğiz.
Biz büyür, zaman akarken hayat hep olacak.Ve tabi söz de. Planlarımız Tanrı'nın ince espri anlayışı altında ezilip kalacak.

1 yorum:

pRncfRn dedi ki...

Diyeceğiz, diyeceğiz ve aynı şeyleri yapmaya - yaşamaya devam edeceğiz...