28 Ekim 2010 Perşembe

dört günlük birşey

Çok az anımız var seninle. Herşey birkaç fotoğraf karesi gibi. Garip, neden bilmiyorum bir sürü şey biriktirdim. Çok zaman geçmiş gibi. Herkesin seninle ilgili birşey söylemesinden yoruldum. Senle ilgili kötü şeyler öğrenmekten de yoruldum. Çok yoruldum. Kısacık bir zaman bana büyük mutsuzluklar getirdi böylece. Hani şey gibi, annenin çok sevdiği bir yemeği çok az yapması gibi. Tadı damağında kalma durumu bu. Çok şey biriktiriyorum. Çok düşünüyorum. Belki bendeki boşluktan, belki sendeki yokluktan böyle oldu. Soru da sormayı bıraktım. Oldu. Napalım, olmalıymış. Anılarım olsun isterdim senle. Geçirdiğim uzun zamanlarım olsaydı herşey daha zor olabilirdi. Bile bile lades gibi birşey olurdu. Ama böylesi daha güzel oldu. Herşeye ve herkese tıkadım kulaklarımı. Bütün olup bitenlere de. Ben seni hep o dört günle hatırlamak istiyorum. Bana o dört gün boyunca baktığın gibi bakıyorsun hep. Ben seni hala ufak bir çocuk gibi biliyorum. Seni tanıdığımda doğmuşsun gibi. Öncesi yokmuş, sonrası olmamış gibi. Orada kaldı. Öyle kaldı kafamda fotoğraf. Kimsenin bozmasına da izin vermeyeceğim elimden geldiği kadar.
Hikayemiz bile diyemeceğim kadar kısaydı herşey. Bir hikayemiz bile olmadı. Belki de böyle olması gerekiyordu. Belki seni sadece iyi hatırlamam gerekiyordu. Seni yeterince kötü hatırlayan insan var. Ben iyi hatırlayanlardanım. Özlüyorum seni. Ama o halini. O halin bir daha gelmeyecek biliyorum. Senin "kötü çocuk" olduğunu da biliyorum. Umurumda değil. Beraber bir hikayemiz olmadı. Olmaması gerekiyordu, olmadı. Ama bir süre ben seninle ilgili hikayeler yazacağım.
Bir anı gibi herşey. Olağanüstü güzel, olamayacak kadar güzel bir anı. Öyle kaldı.
Bir vardı, bir yoktu. Belki en güzeli buydu.
Birgün bir yerde yolumuzun kesişeceğini de biliyorum. Biliyorum, birgün yüzyüze konuşucağız. Senle bir hikayemiz yok, bir geleceğimiz yok ama bir geçmişimiz var. Bir zaman geçecek ve yüzyüze geçmişimizi konuşacağız.
Kim ne derse desin, ben gördüm sende daha önce kimsenin görmediğini, ya da çok az kişinin görebileceğini. Hiç de canını acıtmadım, üzmedim seni.
Bir zaman geçecek ve ortak geçmişimizi konuşacağız seninle. Ben iyiyim. Ben iyi olmak zorundayım. Sen iyi ol.
Geçecek zaman sana huzur getirsin.
Aşık ol.
Güzel şehirlere git.
Lezzetli yemekler ye.
İyi para kazan.
Güzel işlerin olsun.
Güzel dostluklar kur.
Dostluklarını koru.
Her sabah mutlulukla uyan.
Kimseyi kandırma.
Mutsuzluğunu kendin yaşa.
Mutsuzluğuna ortak etme kimseyi.
Seni mutsuz edenleri hayatında bulundurma.
Mutsuz olduğun her yerden gidecek cesaretin olsun.
Gücün olsun.
Babanı sev.
Anneni sık sık ara.
Hastalanma.
Kimseyi çok sevme.
İyi seviş.
Sevmediğin birine dokunma.
Zamana inanma.
Yaşlanma.
Sarhoş ol.
İstediğin herşeyi istediğin zaman söyle.
Beni unutma.
Unutmak istediğin herşeyi unut.
Zamana inanma.
Gece hüzün dışında herşeyi getirsin.
Geceyi sev.
Güzel şarkılar söyle ve dinle.
İnsanları dinle.
İyi cümleler kur.
Sev ve sevil.
Beni hiç unutma.
Hayatı önemse.
Değer bul ve değer ver.
Beni asla unutma.

Belli bir zaman geçecek, şimdi geleceği konuşmamız lüzumsuz. Bir yere varamayız. Zaten bir yere de varmamlıyız. Geçmişinden getirdiğin mutsuzluklarına başkalarını ortak etme. Mutsuzluğunla kal, çöz, kurtul. Belli bir zaman geçtiğinde senle ortak geçmişimizi konuşacağız. Ben o günü bekleyeceğim. Ama seni beklemeyeceğim. Hayatıma devam edeceğim. Mutlu olmalıyım. Aşık olmalıyım. Çok gencim. Başarılı olmak zorundayım. Sevilmek zorundayım ve sevmeye ihtiyacım var.
Senle ortak bir zamanımız gelecek, ben o günü bekleyeceğim. Seni değil.
Hep bir anı gibi. Yabancılaştım biraz da. Başkasının bir hikayesiymiş ve ben defalarca dinlemişim gibi. Çok güzel bir filmi defalarca izlemişim gibi. Bana ait değilmiş gibi. Bana ait değilsin. Olmamalısın. Uzaktan izlemek daha iyi şimdi. Uzaktan izliyorum seni. Ortak bir zamanımız olacak. O zaman hepsini konuşacağız.
Şimdilik bir varmışsın, bir yokmuşsun.. Güzel bir rüyaydı. Sabahında "benim hayatımda böyle birşey olmaz ki" diyecek kadar büyüleyici. Gerçek olamayacak kadar olağandışı. Belki de en güzeli bu oldu. Yarım kaldı. Yarım kalmasıyla bende bütün oldu. Geri kalan yarımı ben tek başıma doldurabilirim. Çünkü bu ilkti ve sondu.