1 Ağustos 2008 Cuma

sizi ciddiyete davet ediyorum tanrım!

Babamı yollarken karöshi'yle konuşuyordum. Babam gitti. Bir süre sonra da karöshi gitti. Uzun uzun konuştuk.. Bir yere varamadık yine dünyayı kurtaramadık veya mutluluğun sırrını çözemedik.
Yaklaşık on gün boyunca yalnızım evde. Babam "diplomatik" bir nedenden dolayı "memlekete(!)" gitti. Annem de sabahın köründe evden çıkıp ta gece geliyor zaten. Geliyor bir iki saat sonra da uyuyor. Babam gelene kadar düzeni böyle. Yalnızım yani on gün. Garip geçecek bu hafta. Pazartesi sınav var. Salı da yine "diplomatik" bir sebepten ötürü konsolosluğa gitmem gerekiyor. Annem dalga geçiyor la ergenekon davasından içeri almasınlar sizi diye, çok güldüm buna. Belki de annemin şu zamana kadar yaptığı en sağlam espridir. Gidelim bakalım Consulat général de France à Istanbul' a. Yine ne yumurtlayacaklar çok merak ediyorum.

Heeerrrrrrrrneyse. Bugün ordaydım.

İlk sevgilimin eski sevgilisin şuan taa bundan dört yıl önceki sevgilimle birlikte olduğunu öğrendim. Çok güldüm. Şu sıra herşeye fena halde gülmekteyim zaten. Üzerimde salak bir neşe var. Gizem'i arayıp; biliyor musun hala ezberim tam değil derken, telefonu yutuyordum az daha. Sınava iki gün kaldı, rolü bitirmeyi bırak ezberim tam değil! Bunu yazarken de gülüyorum... Of iyice kafayı yiyorum galiba. Sadece kafayı değil elime geçen herşeyi yiyorum. Doyma hissimi almışlar galiba ben dururken. Neyse işte, ilk sevgilimin eski sevgilisi, sondan üçüncü sevgilimle birlikte şuan. Çok gülüyorum. İlk sevgilimin eski sevgilisiyle bir durum yoktu da (=P bu dil gerekliydi evet) şuan birlikte olduğu eleman sağlam koyup gitmişti (burda dile gerek yok) Çok güldüm. Gerçekten. Tutamıyorum kendimi... Hala gülüyorum. Ayrıca babam giderken iç çamaşırlarını koymayı unutmuş. Buna da gülüyorum. Çok gülüyorum. Bakalım allah ne zaman belamı verecek!

=)
p.s. farkettim ki bu ağustosun ilk yazısıymış..
gülüyorum :)