22 Şubat 2009 Pazar

Cadı Kazanı

Acının tarifini yap bana!
Zevkten dört köşe olmuş halinle,
Ben en tenha köşelerde saklanırken..
Yırtık bir tualmiş hayat,
Potluk yapıyormuş kusurlar.
Beyaz beyazlıktan çıkmış,
Bütün boyalar savaş içinde.
Arada karalar var beni ölesiye sarmalayan
Saflığını, sınırına kadar yitirmiş artık her şey.
Adi bir et parçası mı bu bana kafa tutan?
Yaptığım resimleri yırtan, karalayan
Ya da tüküren üstüne..
O gözler mi bir zamanlar beni günahkar yapan?
O kalp mi beni yalanlarla sarmalayan?
Lanetim üstüne olsun Ey! toprağın kölesi.
Sayende kutsal günah yine yağmalıyor yüreğimi.
Sen ki kara bir bulut, ruhumu kapkara eden,
Boylayacaksın en korkunç zindanların dibini.
Karabasanlarımı yollayacağım sana,
Gözetlesinler seni son yolculuğuna kadar.
Sen ki yaraladın benim tualimi,
Yakıp, yıktın bir bez parçasına sığdırdığım hayallerimi,
Jilet niyetine giyotinle kesiyorum şimdi bileklerimi.
Transparan bir bedendim senden önce,
Sıkıca giyindim katmanlarımı,
Ta ki ruhumu boğana kadar.
Şimdi kaynat kazanları, geliyorum yüreğimle.
Pişirdiğin yemeğe akıtacağım göz yaşlarımı,
Ona en güzel tadı veren tuz niyetine.