27 Mayıs 2009 Çarşamba

yazmak zorundaydım, yazdım.

Evet, yazamıyorum. Kağıt ve kalemi küstürdüm. Ne zaman elim gitse birkaç cümle karalamaya, gerisin geriye dönüyorum. Yazamıyorum. Yazmıyorum. Biriktim.. Çok biriktim.
Zihnim öylesine karışık, öylesine yorgun ki. Hayatımda birçok şey -ama gerçekten çok şey- yerinde sayıyor. Durup bekliyor günlerim. Ve yine sabah oluyor. Otobüsler, motorlar, metrolar, insanlar, sesler, dedikodular, kavgalar, egolar, savaşlar, komik durumlarla birlikte akşam oluyor. Sıkıcı bir film senaryosuna döndü hayatım. Sıkıldım. Çok.
Değişmiyor günlerim uzun bir zamandır. Ezberledim saatlerimi. İnsan durup beklerken, sabitken yorulurmuş en çok. Bunu birkez daha öğrendim. Durup beklemekten, günlerin ezbere geçmesinden yoruldum.. Çok.. Takvimin yaprakları sanki hep aynı tarihi gösteriyormuş gibiyken, hiç bir şey değişmiyormuş gibiyken; insanlar hızla değişiyor tabii.
Değişenlerden de yoruldum. İnsanların tamamından. Etrafımdaki herkesten. Okul kapansın! Bundan daha çok istediğim bir şey yok önümüzdeki bir ay içinde. Okul kapansın! Nolur! Kimseyi -ama kimseyi, istisna insanlar hariç- görmek istemiyorum. Birkaç ay unutmak istiyorum her gün gördüğüm insanların yüzde seksenbeşini. Nefret, rahatsızlık, sinir ve acıma duyduğum bu insan ordusundan uzaklaşmak, kendi zihnimi toparlamak istiyorum. Vakit hızla geçsin bir bir düşsün hepsinin yüzü hafızamdan istiyorum. Çünkü hiç birine inanmıyorum. Sahte tebessümlerine, zoraki selamlarına katlanmak istemiyorum. Bu kadar çok naylon ruhun etrafımda olmasını istemiyorum. Hiç.
Kendimle kalmak istiyorum. İhtiyacım olan tek şey kendime ait bir an ve bolca kelime. Ve cümleler, ve duygular, ve kendim. En çok kendime ihtiyaç duyuyorum. Arada aynaya bakıyorum. Koca bir soru işareti görüyorum. Yabancılaşmaya başladım. En çok kendime. Ama ben kendimi bulmak istiyorum. Sahte ruhlara sahip, çıkarlarının peşine koşan, hırsları için her şeyi ama her şeyi yapan o insanlardan olmak istemiyorum. Yanlarında da olmak istemiyorum. Kendi başıma olmak istiyorum. En azından bir süre. Uzun uzun susmak istiyorum. Vefasızlıkları unutmak istiyorum.. Hayatıma giren insanların yüzdeseksenbeşinin cenaze törenini yapmak, küllerini savurmak istiyorum. Bu kalabalığı yok etmek istiyorum.
Sonra yazmak istiyorum. En çok bunu istiyorum. Çünkü sadece yazarken kendimle kalabiliyorum. Ve sadece o zaman gerçek ve birazcık da olsa mutlu olabiliyorum. Kendimleyken. Ve kendimi dahil her şeyi yazmaya çalışırken.
Ve ve ve ve tüm pislikten öyle arınıyorum. Suretleri unutup, henüz benim dahi öğrenemediğim, bilemediğim bir huzura kavuşuyorum.