29 Kasım 2008 Cumartesi

Kış Gelirse Ben Üşürüm

Hep yolları düşündüm. Herkesin bir yolu vardı. Hayatın bizi içine attığı, isteyerek ya da istemeyerek çıktığımız, sonu olan veya olmayan bir yol. Herkesin bir yolu vardı. Benim de var. Henüz ne olduğunu bilmiyorum ama var... Hep yollara taktım kafayı.. Kendimi de hep yollarda buldum. Ama yollarımız tren raylarından daha büyük. Daha karışık, daha uzun..
Hep yolları düşündüm. Gidecek bir yerim yok henüz.. Ama bir yolum var şimdi bilmediğim.. Bir şeyler hissediyorum. Sonra puf kayboluyor.. İçimde bir inanç büyüyor, sonra günbegün beni terkediyor.. Henüz bir dengeye koyamadım aklımı. Algım beni şaşırtmaya devam ediyor.. Henüz kalbimi de bir yere koyamadım.. Aşkın peşinden koşacak zamanı geçtim çoktan.. Hayatın o kısmını şimdilik atladım.. Bir yol düşündüm. Buldum buldum kaybettim..
Olası herşeye hazırım galiba artık. Ölümlere, kalanlara, gidenlere.. Bir tek sevenlere ve sevebileceklere kapadım şimdi kendimi.. Kimsenin sevgisini istemiyorum.. Kafamı karıştıracak, yolumu şaşırtacak ya da bulmamı geciktirecek bir sevgi istemiyorum.. Yeteri kadar yorgunum.. Yeteri kadar birikti içim.. Zamanın geçmesini, birikenlerin tükenmesini bekliyorum. Kendimi kandırmıyorum. Herşeyin bir sonu var. Daha cevabını beklediğim sorular var. Mutluluğu bir dost meclisinde ya da sahnede arıyorum.. Sevgilinin dudaklarında ya da kalbini bilmediğim bedenlerden aldığım zevkte değil.. Bu yüzden kendimle uğraşıyorum.. Korkularım da bu yüzden.. Bazen hayatımın ilk günü gibi uyanıyorum.. Herşeyi yeniden farketmeye başlıyorum. Başlıyorum ki hatırladığımı hissediyorum. Sonra zaman zamanlığını biliyor ve herşey eskisi gibi akmaya devam ediyor. Hayat akmaya devam ediyor. Hayat akıp giderken ben de bakmaya.. Uzaktan bakıyorum, durup dinliyorum. Ne zaman anlatmaya cesaret etsem pişman oluyorum. Hayatın ses çıkaran tarafı olamıyorum.. Seveni de sevemiyorum. Nankörüm, bazen de vefasız. Kıymet bilmez oluyorum. O zaman suçu herşeye atıyorum. Kaçıp gitmenin, kaçıp da saklanmanın yolu bu benim için. Korkularımı biliyorum. Korkabileceğimi biliyorum.
Nedenlerini anlatamayacağım şeyler yapıyorum. Kendi kendime deşip, kendi kendime kapıyorum. Açıp açıp kapıyorum.. Artık insanların beni anlamasını beklemiyorum.. Kimseye anlatacak bir şeyim yok çünkü.. Ben ses çıkaramıyorum, çıkarsam da anlatamıyorum.. Kimsenin kafasında olduğum gibi olamıyorum. İnsanların algısıyla oynayamıyorum. Oynayamadığım için herkesin bir bildiği var benle ilgili.. Kimseye inanmıyorum.. Kafam öyle karışık ki.. Şimdi hiçbi şey istemiyorum.. Ama herşeye açığım.. Nerden gelirse, kimden gelirse açığım. Gözlerim de açık. Ama yokum ben.. Uzaktan bir yerden izliyorum olup biteni.. Kendi kendimle kalıp başkalarını dinlemeye, başkalarını sevmeye devam ediyorum. Beni sevmesi veya sevmemesi değil mesele. Aşkın o tarafını düşünmüyorum. Aşkın tek tarafını seviyorum. Bardağın boş tarafını istiyorum.. Yolumu bekliyorum. Ortasına düşüp, tanrıya göz kırpacağım zamanı bekliyorum..
Aynaya bakıyorum.. Dışardaki rüzgar sesi.. Kış gelmiş, üşüyorum.

Haftadan Haftaya

Öylesine karışık bir on gün geçirdim ki. Yoğun bir haftanın sonunda oniki saat uyumaktan mıdır bilmiyorum ama şimdi hiçbir şey hissetmiyorum.. Geçen günler flu kafamda. Öylesine zor bir hafta geçirdim ki.. O kadar kendime getirdi ve o kadar kendimde olduğumu farkettim ki. Bu hafta kendimi farkettim. Tam da istediğim gibiymişim. Şimdi aynaya bakıyorum, yüzüm gözüm şişmiş uyumaktan. Gözlerim ufacık. Ama gördüğüm şey net, koşulsuz. Bu sabah kendimi çok sevdim. Koşulsuzlaşmaya başlamışım. Değişen veya değişmeyen herşeyle ben aynı kalmışım. Büyüdüğümü hissettim. Karakterimi öğrendim.. Yaşasın ki ben böyleyim. İyi veya kötü, eksik veya fazla. Böyleyim. Böyle iyiyim.
Bu hafta yeni sıfatlarım oldu; iki yüzlü, yalancı ve türevleri. Üç beş ay önce hönküre hönküre ağlayıp, kendimi anlatmaya, ispatlamaya çalışırdım. Ama şimdi hiç birini yapmadım. Güldüm geçtim öyle. İnsanların zavallılıklarına güldüm. Kendimle gurur duydum.. Büyümüşüm. Şaşırdım da kendime.. Her koşulda aynı kaldığıma şaşırdım. İnsanların benim hakkımda ne düşündüğünü çok önemserdim, artık önemsemiyormuşum. Kendimi öğrenmişim, kendimi bilmişim. Ki susmuşum. En sevdiğim susuşum oldu bu.. Bu hafta büyüdüğümü gördüm. Gülüp geçtim. İnsanları gördüm, derin bir iç çektim.
İki kişi yatmak istedi benle. Nedenini anlamaya çalışmadım pat diye düşen bu soruların. Belki kafamda bir soru işareti olabilirdi.. Düşünmedim bile.. Sevmediğimle sevişmedim.. Şimdi o koşulda da kendimi sevdim.. Öğrenmek istediklerimle öğrenmek istemediklerimi net olarak ayırmamı sevdim. Doğru veya yanlış bende kalanları sevdim.
Öğrendim... Bu hafta da çok şey öğrendim. Kendimi öğreneceğim, insanları, hayatı bileceğim başka haftalar da olacak biliyorum.. Ama ben öğrenmek isteyip istemediklerimi de biliyorum. Kendimi şimdilik biliyorum. Koşullar değiştikçe kendimi öğrenmeye devam edeceğim. Aynaya baktığımda gördüğüm şeyin ne kadar net olduğunu biliyorum. İnsanların bilip bilmemesine aldırış etmiyorum. Hayatımda değer sahibi olmayan insanları önemsemiyorum.
Hala eksikler var, yanlışlar var, cevabı olmayan sorular var. Olsun, onlar hep olmaya devam edecek. Ben kendimle olmaya kendi kendimle kalmaya devam edeceğim.
Kimseye güvenim yok. Bu güvensizlik bana zarar vermiyor ama. Güvensizliğim kötü birşey değil, kimsenin üzerine bırakmıyorum yükümü. Yükümü de seviyorum. Olanı ya da olmayanı seviyorum. Konuşarak tükenen aşk, susarak bitmez belki, ben de bunu deniyorum.
Kış gelince bir dinginlik çöktü üzerime... Evime kapanıp yazmak ve okumak istiyorum.. Sevdiğim şarkıları dinlemek istiyorum, sevdiğim insanları görmek istiyorum. Kendi kendimi bulmak istiyorum. Ama zamana baş kaldırarak değil, kendimle savaşarak. Her koşulda yavaş yavaş...