15 Temmuz 2009 Çarşamba

Başlık

Yeni kitaplar yazılıyor. Bizim senaryosundan hiç haberimiz olmadığı filmler çekiliyor. Harıl harıl çalışılıyor.. Gazeteler basılıyor, haberler yazılıyor. Fırınlarda ekmekler oluyor. Hayat bizden bağımsız fakat hep bizim için akıyor. Bizdeyse zaman durdu. Hayat akarken, zaman demir attı ortamıza. Geçmiyor. Geçip gitmiyor.
Yoruldum diyorum. Kimse inanmıyor. Bazen kendim bile inanamıyorum yorulduğuma. Ama çok yoruldum. Hiçbir şey için çaba harcamak istemiyorum. Kendi geleceğim bir başkasının elinde olsun istemiyorum. Artık bir gelecek de istemiyorum. Önceleri isteklerim vardı. Eğer bir yola çıkmaya karar verirseniz, size bu kararı verdiren; o yol bittiğinde sizi karşılayan mucizedir. Mucizeler resimli çocukluk kitaplarımda kaldı. Bütün mucizesini orada yitirdi. Büyüdükçe avucunuzda kalan tek şey gerçekler oluyor. Kendinizi ne kadar kandırmaya çalışsanız da. İstediklerim vardı. Çoktu. Sonra azaldı. Artık hiçbir şey istemiyorum. Yarın için bir beklentim yok. Öbür gün için de... Yıllar yıllar sonra da. İstemediklerim ise öyle çok ki. Çalışmak istemiyorum. Aşık olduğum iş haricinde hiçbir şey yapmak istemiyorum. Para kaygısı duymak istemiyorum. Adam yerine koymadığım insanların benim hakkımda karar vermesini istemiyorum. Kimseyi adam yerine koymak istemiyorum. Bu ülkede çalışmak istemiyorum. Bu ülkede yaşamak istemiyorum. Bu şehrin otobüslerine binmek istemiyorum. Bir Cehov karakteriyim uzun zamandır. Oturup ağlayabilirim insanların gülüp geçeceği durumlara. Gülüp geçeceğim durumlarım da yok bayağıdır. Gülmüyorum da öyle çok. Her gün başka bir saçmalıkla karşılaşmaktan bıktım. Yarın bir hiç olacağımı düşünerek yaşamaktan da. Yoruldum bir de. Bacaklarım ağrıyor. Sıkıntıdan söz bile etmiyorum..