25 Kasım 2008 Salı

The Stars are Closer Tonight

Yaklaşık bir haftadır evime gitmiyorum. Okulun hemen yanında oturan bir arkadaşımda kalıyorum günlerdir. Vizelere çalışıyoruz, not çıkarıyoruz, provalar alıyoruz, metinler yazıyoruz.. Kafam kocaman oldu artık.. Ama çalışmaktan değil, insanlardan. Herkeste gereksiz bir yılanlık. Herkes herkesi sokuyor hiç acımadan. Uzaktan izliyorum öyle. Ve öğreniyorum ki bana göre değilmiş abicim. Ben bu insanların içinde bulunduğu hiç birşey yapmak istemiyorum. Bu ülkede kalmak istemiyorum. Birbirlerine oynadıkları küçük oyunlara anlam vermeye çalışmak istemiyorum. Ben bu insanları da istemiyorum. Bu okulu da istemiyorum. Öyle yoruldum ki şu bir hafta içinde. Fena halde de sıkıldım. Yarın sahne sınavı var. Koskoca bir yeteeer deyip evime kaçtım. Kendimle kalmak istiyorum. Okulda birbirine yardım etmeye çalışan, ama içten içe birbirlerinin kuyusunu kazan insanlarla aynı havayı solumak istemiyorum. Bu gereksiz kavganın şahidi dahi olmak istemiyorum. Bana göre değilmiş. Bunu bir kez de bu hafta anladım. Tam anlamıyla anladım. Öğrendim yani.
Herkes en iyisini biliyor, herkes en iyisini görüyor, herkes en iyisini düşünüyor. Herkes herkesten nefret ediyor. Kimsenin kimseye sıfır çıkarla, en ilkel haliyle yaklaştığı olmadı henüz. Ya da ben görmedim. Kimseye inanmıyorum. Güvenmiyorum da. Kimseyle konuşmadım bu hafta ortamın götüydüm fena halde. Herkesi tersledim, ona buna patladım. "haddini bildirdim" birçok kişinin. İyi geldi. Ama henüz geçmedi. İçimde büyütmeye başladığım bu kinin benden biraz daha uzaklaşması için birkaç kişinin daha suratına kusmam lazım.. Birkaç kişiye daha haddini bildirmem lazım. Yoksa rahat edemeyeceğim biliyorum kendimi..
Bugün eve kaçtım. İki yüzlü, egosu beyninden büyük insanlardan kaçtım.. Kelimenin tam anlamıyla kaçtım. Bu gece bir huzur olacak bende. Kendimle kalacağım. Yarın sabah sahnenin kapısında sırasının gelmesini bekleyen sınıf arkadaşlarımın yüzündeki iğrençliğe daha bir hazır olacağım.. Bu gece kafam rahat olacak. Çalışacağım bol bol.
Hepsi değil tabii, çok sevdiğim çok değer verdiğim insanlar var. Ama onların da başkalarının oyuncağı olmasına sinir oluyorum. Galiba bu ara herşeye sinir oluyorum. Öyle bir kaosun içine düşmüşüm ki farkında olmadan, ne yapsam diye soruyorum. Çok soruyorum.
Bu gece evimde olmaktan mutluyum. Uzun zaman sonra evde olmaktan mutluyum.
Alkım'ı öyle özledim ki. Bugün doğumgünü. Koşam koşsam üstüne atlasam, herşeyi unutsam. Öyle özledim ki anlatamam. Yok hayır anlatırım. Anlatacağım birkaç gün sonra. Hayattaki en büyük değerim olan bu "garip" adamı.

28 Aralık günü Galata'da sokaklarda flamenco yapıyoruz. Hem de çıplak ayaklarla. Modern dansla birşeyler saçmaladık. Bakalım neler çıkacak ortaya... Kaldırımlar arnavut bizim ayaklarımız çıplak olabilir. Zaten bizim "Ayaklarımız Kaşınıyor"

İyi gelecek o gösteri bana. Bir de Alkım tabi.
Öyle sıkıldım öyle bunaldım öyle yoruldum ki.. Koşsam koşsam atlasam pencereden...