
Herkes en iyisini biliyor, herkes en iyisini görüyor, herkes en iyisini düşünüyor. Herkes herkesten nefret ediyor. Kimsenin kimseye sıfır çıkarla, en ilkel haliyle yaklaştığı olmadı henüz. Ya da ben görmedim. Kimseye inanmıyorum. Güvenmiyorum da. Kimseyle konuşmadım bu hafta ortamın götüydüm fena halde. Herkesi tersledim, ona buna patladım. "haddini bildirdim" birçok kişinin. İyi geldi. Ama henüz geçmedi. İçimde büyütmeye başladığım bu kinin benden biraz daha uzaklaşması için birkaç kişinin daha suratına kusmam lazım.. Birkaç kişiye daha haddini bildirmem lazım. Yoksa rahat edemeyeceğim biliyorum kendimi..
Bugün eve kaçtım. İki yüzlü, egosu beyninden büyük insanlardan kaçtım.. Kelimenin tam anlamıyla kaçtım. Bu gece bir huzur olacak bende. Kendimle kalacağım. Yarın sabah sahnenin kapısında sırasının gelmesini bekleyen sınıf arkadaşlarımın yüzündeki iğrençliğe daha bir hazır olacağım.. Bu gece kafam rahat olacak. Çalışacağım bol bol.
Hepsi değil tabii, çok sevdiğim çok değer verdiğim insanlar var. Ama onların da başkalarının oyuncağı olmasına sinir oluyorum. Galiba bu ara herşeye sinir oluyorum. Öyle bir kaosun içine düşmüşüm ki farkında olmadan, ne yapsam diye soruyorum. Çok soruyorum.
Bu gece evimde olmaktan mutluyum. Uzun zaman sonra evde olmaktan mutluyum.
Alkım'ı öyle özledim ki. Bugün doğumgünü. Koşam koşsam üstüne atlasam, herşeyi unutsam. Öyle özledim ki anlatamam. Yok hayır anlatırım. Anlatacağım birkaç gün sonra. Hayattaki en büyük değerim olan bu "garip" adamı.

28 Aralık günü Galata'da sokaklarda flamenco yapıyoruz. Hem de çıplak ayaklarla. Modern dansla birşeyler saçmaladık. Bakalım neler çıkacak ortaya... Kaldırımlar arnavut bizim ayaklarımız çıplak olabilir. Zaten bizim "Ayaklarımız Kaşınıyor"

İyi gelecek o gösteri bana. Bir de Alkım tabi.
Öyle sıkıldım öyle bunaldım öyle yoruldum ki.. Koşsam koşsam atlasam pencereden...