30 Ekim 2008 Perşembe


Hayırlı olsun :)

Grip

yilda en az bi kere gelen, geldi mi gitmeyen, zaten birine gelince, arkadas, anne, abi, taksici, satici.. herkese gelen, insani herseyden nefret ettiren, beyninin calismasini bile engelleyen, bogaz agrisi, ates, kiriklik, burun akintisini bunyesinde barindiran bela.

kaynak: eksisözlük.

İçindekiler

Okula gitsem mi gitmesem mi? Yatağın içinde onbeş dakika kadar bunu düşündüm. Okul açıldığından bu yana yaptığım gibi. Gitsem mi gitmesem mi? Saat yediye geliyordu ki bir hışımla çıktım yataktan. Elime geçenleri giydim ve düştüm yollara. Sınıfa girdiğimde yirmi dakika kadar geç kalmıştım. E.B.'nin oyunculuk dersine. Bindiğim araçlar mı tutmuştu yoksa üşütmüşmüydüm bilmiyorum ama fena halde midem bulanıyordu. Sahneye çıkıp performans yapmadım. Yapanları izledim. Eleştirmedim de. Durdum öyle.
Herkes tek tek çıktı E. B.'nin daha önce verdiği performansları yaptı. Rahatsızlığımı anladı ve hiç elleşmedi bile bana.
Performanslarla ilgili genel eleştrilerden biri de sahnede oyuncuların kendini sakladığıydı. Açık değiliz seyirciye. "Oyuncu her anlamda açık olmalı" dedi E. B.
Bunun için bir alıştırma yapacağım ders sonunda diye de ekledi. Dersin sonu gelmişti.
İki sandelyeyi bize göre sağa çevirerek karşı karşıya aldı ve Şimdii dedi tatlı sesiyle. "karşınıza kendi hayatınızdan birini almanızı ve ona hiç söylemediğiniz bir şeyi söylemenizi istiyorum. Hadi dedi sonra. Saklamayın kendizi, korkmayın gerçek olmaktan, kendi sahiciliğini görelim. bundan korkmayın, sizin o en "siz" halinizi görmek istiyorum"
Ben dahil olmak üzere herkes bir gerildi tabii. Tedirginlikler ve ufak sırıtmalar başladı. "Hadi hadi hadi!" E. B. ısrarlı.
Ve hemen çıkardı birini. Sonra başka birini.. Karşısına babasını alanlar oldu, eski sevgilisini, büyükannesini... Garip bir yüzleşmeye döndü ders. Gerildik, üzüldük. Sahneye çıktığımda ne yapacağıma, karşıma kimi oturtacağıma emin değildim. Sandalyeye oturdum. Karşı sandaliyeye göz attığımda zaten oturan oturmuştu. Konuştum. Kısa bir konuşmaydı. Ayak parmaklarımın uyuştuğunu hissettim.. Ağlıyordum ki kalktım. Oturdum yerime.. Benden sonra bir iki kişi daha "yüzleşti" sonra bitti çalışma. E. B. sahneden.
"Çok ama çok teşekkür ediyorum. Bu kadar dürüst ve gerçek olduğunuz için. Böyle büyük şeyler beklemiyordum. Çok teşekkür ederim sahneye çıkan herkesin burdaki herkese olan güveni için.. Öylesine gerçek ve izlenilesiydiniz ki. Çok etkilendim. İşte bu gerçekliği, sahiciliği sahnede de görmek istiyorum. Şimdi çıta benim için çok yukarda. İşiniz zor."
Gülümsüyorum. Elim ayağım titriyor.. Ne hissettiğimi bilmiyorum. Gerginim ama inanılmaz da bir rahatlık var üzerimde. Ders bitiyor, çıkıyorum. Bir sigara yakıyorum.