2 Nisan 2009 Perşembe

Merhametli Zamanlar

Unutmak, unutamayarak geçen zamanlardan daha zor değil. Unutmak kolay. Ama ben ezberliyorum hayatımı. Her anı, her noktayı. Teker teker kazınıyor kafama; bir yerde incinmişsem, kalbim kırılmış, umudumu kaybetmişsem. İsimler, telefonlar, programlar hepsi uçup gidiyor aklımdan. Zerresini tutamıyorum hafızamda. Kalbim ilk ne zaman kırıldı bunu hatırlıyorum. Defalarca kırıldığında hepsini kazıyorum kafama. Kazıyorum da kızamıyorum. Kimseye gönül koyamıyorum. İtemiyorum kimseyi kendimden. Kin tutamıyorum. Ben kin tutmadıkça kin beni tutar oldu. İnsanlar benim yıktığım duvarlardan aldıkları cesaretle tüm duygularımı yağmaladı. Hatırı sayılır bir zamandır dağınık ruhum. Karman çorman. Ne nerede, ne için bilmiyorum. Sebepsiz benim hislerim.
Güven benim için mavi boncuk. Ön yargılarımı bağışlamışım çocukken. Herkese ve herşeye açık hayatım. Ben bu herkes ve herşey karışısında ne kadar güçsüz olursam olayım öyle.
Unutmak zor. Ama unutmaya çalışarak geçirilen zaman kadar değil.
Ama şimdi bahar tüm yenidenliğiyle düştü hayatıma. Kir görmemiş bir bebeğin elleri gibi günler. Taptaze.
Hayat akıp giderken yine; hiç durmadan. Bahar fısıldıyor aşkın en umarsızını. Fütursuzca büyüyor tabiat. Büyüdükçe ısınıyor içim..
Ve zaman yine getiriyor hayatın en çıkmazına bir açık kapı. Bahar bağışlıyor tüm günahlarımızı. Unutmaya izin veriyor en sakınılan anlarımızı.