
15 Mart 2009 Pazar
Kim Korkar Virginia Woolf'tan? 3

yol ayrıldığı vakit
Tanrı'nın adama verdiği süre bitmişti. Belki de herkes bir kez tadacaktı gerçek aşkı. Buna hayvanlar da dahil. Bir kez karışımıza çıkacak, tarifsiz bir mutluluk ve bütünlük bırakacak ve zamanı gelince gidecekti. Mutlaka gidecekti belki. Belki de bütün aşklar, herkese gitmek için gelecekti.
Yol ikiye ayrıldığında adamın geleceği de ikiye ayrıldı. Bir başkasını tam merkezine koyduğu bütün duyguları ikiye katladığı geleceği. İkiye ayırdığı geleceği. Gelecek artık yarı yarıya eksilmişti yol ayrıldığında..
Onun mezun olduğunu hiç bilemeyecekti mesela. Neler hissettiğini. İlk işine başladığı günün heyecanını onunla paylaşamayacaktı. Cumartesi akşamı film izleyemeyecekti onunla. Veya ilk evini onunla birlikte kuramayacaktı. Tek tek alamayacaktı eşyalarını, onunla. Annesi öldüğünde onun boynuna sarılıp ağlayamayacaktı. Yazılarını ilk ona okutamayacaktı bundan sonraki zamanda. Başarılarını onunla paylaşamayacaktı veya başarısızlıklarında ondan güç alamayacaktı.
Yarım kalmıştı geleceği yol ayrımında. Yol ayrıldığı vakit ömür yarı yarıya azalmıştı sanki. Zaman dört nala hızlanmıştı.
Belki bir başkaları paylaşacaktı kalan yarı ömrünü. Onun yanında kim olduğunu, kimlerle gülüp, kimin omuzunda ağladığını, aynı yastığa kiminle baş koyduğunu düşünecekti geceleri. En yalnız kaldığında, kendine ait bir kuytu bulduğunda onunla yaşadıklarını anacaktı. Kaybettiği yarım ömrünü. Özleyecekti onu. Herkesten ve her şeyden çok. Ne kadar birleştirse de kaderin sokaklarını ve her çıkmaz yolu kendine güzargah bellese de hep onsuz kalacaktı.
Bundan sonra kalan zamanın iki adı vardı; bundan böyleki hayatı, ondan sonraki hayatı veya onsuz hayatı.
Bir evi olacaktı elbet. Farkında olmadan onunla bir evi olsaydı nasıl olursa öyle düzecekti. Onun sevdiği gibi. İçinde kim olduğunu önemsemeden. O, o eve hiç girmemiş ve girmeyecek olsa da onun olacaktı. Zaman onsuz akıp giderken, mekan sadece ona ait olacaktı. Onun bıraktığı yerde, ondan kalan izde.
Yol ayrıldığı vakit Tanrı'nın verdiği süre dolmuş olacaktı. Boyun eğecek, teslim olacaktı ışıkta. Ama bulduğu her karanlıkta onu özleyip,onun için ağlayıp, her bir hücresinde onu anacaktı. İz bıraktığı, dokunduğu her yerinde kalan onun kokusunu koklayacaktı.
Yol ayrıldığında ömür de durup beklemeyecek ikiye ayrılacaktı. Bir parçasını alıp götürecekti giden. Bir parça hüzün kalacaktı adama; ömür boyu avucunda sakladığı.
Yol ikiye ayrıldığında adamın geleceği de ikiye ayrıldı. Bir başkasını tam merkezine koyduğu bütün duyguları ikiye katladığı geleceği. İkiye ayırdığı geleceği. Gelecek artık yarı yarıya eksilmişti yol ayrıldığında..
Onun mezun olduğunu hiç bilemeyecekti mesela. Neler hissettiğini. İlk işine başladığı günün heyecanını onunla paylaşamayacaktı. Cumartesi akşamı film izleyemeyecekti onunla. Veya ilk evini onunla birlikte kuramayacaktı. Tek tek alamayacaktı eşyalarını, onunla. Annesi öldüğünde onun boynuna sarılıp ağlayamayacaktı. Yazılarını ilk ona okutamayacaktı bundan sonraki zamanda. Başarılarını onunla paylaşamayacaktı veya başarısızlıklarında ondan güç alamayacaktı.
Yarım kalmıştı geleceği yol ayrımında. Yol ayrıldığı vakit ömür yarı yarıya azalmıştı sanki. Zaman dört nala hızlanmıştı.
Belki bir başkaları paylaşacaktı kalan yarı ömrünü. Onun yanında kim olduğunu, kimlerle gülüp, kimin omuzunda ağladığını, aynı yastığa kiminle baş koyduğunu düşünecekti geceleri. En yalnız kaldığında, kendine ait bir kuytu bulduğunda onunla yaşadıklarını anacaktı. Kaybettiği yarım ömrünü. Özleyecekti onu. Herkesten ve her şeyden çok. Ne kadar birleştirse de kaderin sokaklarını ve her çıkmaz yolu kendine güzargah bellese de hep onsuz kalacaktı.
Bundan sonra kalan zamanın iki adı vardı; bundan böyleki hayatı, ondan sonraki hayatı veya onsuz hayatı.
Bir evi olacaktı elbet. Farkında olmadan onunla bir evi olsaydı nasıl olursa öyle düzecekti. Onun sevdiği gibi. İçinde kim olduğunu önemsemeden. O, o eve hiç girmemiş ve girmeyecek olsa da onun olacaktı. Zaman onsuz akıp giderken, mekan sadece ona ait olacaktı. Onun bıraktığı yerde, ondan kalan izde.
Yol ayrıldığı vakit Tanrı'nın verdiği süre dolmuş olacaktı. Boyun eğecek, teslim olacaktı ışıkta. Ama bulduğu her karanlıkta onu özleyip,onun için ağlayıp, her bir hücresinde onu anacaktı. İz bıraktığı, dokunduğu her yerinde kalan onun kokusunu koklayacaktı.
Yol ayrıldığında ömür de durup beklemeyecek ikiye ayrılacaktı. Bir parçasını alıp götürecekti giden. Bir parça hüzün kalacaktı adama; ömür boyu avucunda sakladığı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)