1 Kasım 2008 Cumartesi

hem karnım doysun hem pastam dursun

Sigara içmekten ciğerlerim helak oldu günlerdir. Sıkıntıdan diyorum kendime, anneme de. Günlerdir hiç çıkmadım evden. Hastaydım... İyileştim sayılır. Üzerimde nedenini bilmediğim ve hiç bilemeyeceğim bir durgunluk var.. İçimdeki sıkıntıyı büyüttükçe kendim küçülüyorum. Hiç bir şey yapmak istemiyorum.. Ama çok şey olsun istiyorum.. Dolanıyorum evde. Saçmalıyorum bolca. Evden çıkmadığım şu üç beş gün delilik raporum adeta.. Alkım'ı özlüyorum... Çok kişiyi özlüyorum. Birçok insanın yokuluğunu hissediyorum. Sigara içiyorum. Konuşasım yok hiç. Yetiştirmem gereken işler var, yapmıyorum. "Hadi gelsene!" diye arayanlar oluyor, bahaneler uyduruyorum. Çıkmak istemiyorum evden. Kendimi cezalandırıyorum. Kafam karmakarışık. Nerden bakacağımı bilmediğim bir mesele var içimde. Ne olduğunu da bilmediğim. Bir yandan birileri benle ilgilensin istiyorum, bir yandan kimseye yanaşasım yok. Hele yeni insanlar tanımak, asla! Artı bir istemiyorum artık hayatımda. Sonu ünlemle biten cümleler kuruyorum. Kendi kendimi kandırıyorum... Bir şeylere inanmam lazım. Beni kandırması lazım birilerinin. Sanırım daha önce hep böyle ayakta durdum. Şimdi günlerdir evdeyken, birilerinin beni kandırma şansı yokken, kendi kendimleyken zorlanıyorum bu kadar. Kendime bu kadar salt bakmam korkuttu belki de beni. Hatta belki benim bütün sorunum bu; korkmam. En çok kendimden korkmam, asla inanamam kendime. Oysa her boku bildiğini sanan bir yeni yetme var içimde. Hiçbir şeyi ve kimse beğenmeyen, herşeyde bir hata bulan... Kendi kendimeyken sadece kendi hatalarımı görmem ezdi galiba beni. Şu ana kadar kimseyi ezememiş olan ben, kendimi ezdim hiç acımadan. Nefret ettim herkesten. Haber programlarından, dizilerden, filmlerden kitaplardan.. İnsanlardan. Bunların hepsiyle birlikte yaşayan kendimden. Acaba düşündüklerim ne kadar doğru veya hissettiklerim. Acaba doğru bir meslek mi seçmiştim. Bilmiyorum. Sonuç hep bu. Hiçbir şey bilmiyorum. Ama her boku bildiğimi sanıyorum. Hayat böyle değil, evde oturup korkmakla geçmez elbet.. Dışarısının pisliğinden kaçarak olmaz. Pisliğe bulaşmadan olmaz. Hiçbir şeyi beceremez, hiçbir şeyi başaramaz hissediyorum kendimi. Hiçbir işe yaramazım fena halde. Kendime bile yararım yok.. Şüphelerle büyüyorum. Kendim hariç herkese inanıyorum.. Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin diyorum kendime. Önce deveyi sonra diyarı halletmeliyim.. Büyümeliyim. Pişmeliyim.. Çok pişmeliyim.
Hiç böyle birşey yazmak istemedim. Aslında yazmak da istemedim hiç. Yazmamayı öğrenmeliyim. Belki artık yazmamalıyım. Galiba bunu da beceremedim..
Gitmeliyim.