29 Ekim 2009 Perşembe

Siyah


Siyah 09-10

Olsa-k

Geceleri güle ağlaya yazsak. Oyunlar oynasak akşamları. Gece yarıları bir şarap şişesinin dibinde, söken şafağın koynunda yatsak. Gündüzleri çimenlerde otursak, şehrin hiç bilmediğimiz, bilip de gitmediğimiz semtlerini dolaşsak, yolumuzu kaybetsek. Tramvaya binsek sonra. Neden bindiğimizi bilmesek. Tam da Sultan Ahmet'e geldiğimizde pişman olsak. Nereye gidiyoruz biz desek. İnsek sonra. Turistik bir kafede çok pis kazıklansak. Buna katıla katıla gülsek. Akşam oyundan önce dinlensek. Müzik dinlesem ben. Ne bileyim mesela Edith. Sen kitap okusan. Ben sesimi açsam. Annem arasa açmasam. Onu çok özlesem ama. Ağlasam arada. Oyun olsa, bitse içimde garip bir hüzün kalsa. Parlayan gözlerle baksan bana. Çiçeklerimiz olsa. Sulamayı unutsak, kurusa. Sonra bunun için suçu birbirimize atsak. Sabah yediğimiz kazık yüzünden akşam şarap alamasak. Hiçbir zaman çok paramız olmasa. Ödemeyemediğimiz faturalarımız, kavga ettiğimiz ekstrelerimiz olsa. Geceleri yazsak yine saçma sapan. Kalabalık bir teras akşamında çay, sigara yapsak. Ama sadece o gece. İkimiz de sigarayı bırakmış olsak. Sonra öpsem seni uyumadan. Güzel rüyalar görsek.. Sonra sabah olsa, kedilere mama versek, tramvaya binsek...
Kırmasan sen beni hiç. Ben seni anlamaya çalışsam. Surat asmasak, gönül koymasak. Daha anlayışlı, daha şefkatli olsak. Yaşlansak, önce kimin öleceği konusunda iddaaya girsek. Hayatım hiç de fena olmazdı hep böyle olsa. Olsak, olsan.

Kış Gelir

Uzun zamandır ilk defa hafta ortası bir gün evdeyim. Dışarısı soğuk, yağmur var. Pencereyi açtım. Üşüdüm. Üşümeyi özlemişim, ama yine de kapadım pencereyi. Kışı seviyorum. Yavaşlığını, boşluğunu, hüznünü ve yalnızlığını seviyorum. Kafamın içindeki binlerce sesle beraber odamdayım. Yalnızım. Düşünmeye, bir yol bulup çıkmaya ihtiyacım var. Ama o kadar yorgunum ki düşünmenin külfeti ağır geliyor. Düşündükçe bulmak, buldukça kabullenmek, kabullendikçe daha da yorulmaktan korkuyorum. Hep böyle mi olacak diye soruyorum. Bir tarafım hep yere daha yakın, gözlerini açmaya korkak. Zorluyorum, ama olmuyor. Kimse anlamıyor sıkıntılarımı. Etrafımın duyarsızlığı, benim duyarmak adına başarısızlığım yetersiz kalıyor. Artık etrafımdan da bir şey beklemiyorum. Beynimi kemiren neyse işte, benim. Bende kalacak. Benle kalacak. Yapmam gereken tonlarca şey arasında şu hüzünbaz, sonbahardan kışa tıklayan günde kalmak, günü uzattıkça uzatmak istiyorum. Küçüldükçe küçülmek istiyorum.
Değişse artık bir şeyler. Ben değişsem, telaşlarım kalsa bugünde.