24 Ekim 2009 Cumartesi

Yeniden hissetmeye ihtiyacım var. Heyecan duymalıyım. Erken veya geç başlayan günler, erken ya da geç bitiyor. Günler başlıyor ve bitiyor. Aylardır günlerim demir atmış durumda. Hayatım da öyle. Hissizleştim. Garip bir Mark Ravenhill karekteriyim. Uzun zaman oldu. İçimde hiçbir şey tutamıyorum veya içimden hiçbir şey bırakamıyorum. Heyecanım yok. Hiçbir şeye uzun uzun sevinip üzülemiyorum. Yüzeysel duygulardan sıkıldım. Arkadaşlarımı yeterince sevmiyorum, özlemiyorum, yanlarında keyif almıyorum. Sıkılıyorum.
Evimde hiçbir sorunum olmamasına rağmen huzur duyamıyorum. Hele ki okulda. Şu dönem hissettiğim en keskin duygu okulumdan nefret edişim. Bölümümdeki insanların büyük çoğunluğu varlıklarıyla beni huzursuz ediyorlar. Salaklar. Gerçekten. Okulumdaki hemen herkesten daha az ya da daha fazla salak değiller, ama salaklar. Tiyatro okuyorlar (!) ama milliyetçiler, ayrımcılar, ırkçılar, saldırganlar, kompleksliler, faşistler, cahiller, ot kafalılar, mallar.....
Okulda bir deprem olsun ve yüzde seksenimiz ölsün. Nolur. Mümkünse bu deprem okulumuzun sahibi okuldayken olsun. Önce o ölsün. Kusucağım. Blogumda dersim varken dizi çekiliyor. Hocalarımız bizim yapabileceğimiz bir şey yok diyor. Babasının altıbuçuk milyarı olan tiyatro okuyor... Koşup koşup okulumda yeni açılan wafflecıya toslamak istiyorum. Ayrıca Hamlet'in de amına koyiim.