2 Eylül 2008 Salı

Konuşmak

Masada biralar vardı. Bir de sigara. Hemen herkesin ağzında ve küllükte. Bolca. Neyin var diye sordular. Neden konuşmuyorsun dediler defalarca. Sinir bozucu olmaya bile başlamıştı bu durum. Bunu yapan çok sevdiğim insanlar olsa da. Gerildim. Yirmi dakika aralıklarla. "E konuşsana" "Neyin var?" gibi sorular duydum. Bira içiyordum.
Biraların ve sigaraların sayısı arttıkça daha sessiz kaldım. Her sigarada bir cümleyi daha yerim beynimde. Konuşmadım...
Konuşmak için toplaşmıştık. Son zamanlarda hepimizde açılan irili ufaklı yaralar için bir aradaydık. Anlattı onlar uzun uzun. Ben de herkes gibi dinledim. Biraların ve sigaraların sayısı arttıkça benim de konuşmaya başlamam gerekti.
Bir kaç cümle kurdum birbirinden kopuk. Asla söylemek istediklerim onlar değildi. Bir türlü anlatamadım derdimi ve uzatmadım.
Bilmiyorum, önce kafamda çözmem lazım dedim. Masadakilerin boş bakışları arasında yine sustum.
"Bu konular" açıldığında konuşamıyorum ben. Konuştuğumda da demek istediğimi anlatamıyorum. Bu yüzden "bu konuları" sadece dinliyorum.
Birşey oldu.. Sonra şey oldu. Ama o öyle değildi. Ben bunu demek istemedim. Ben bunu hep dedim.
Susmak güzel şimdi. Daha fazla karıştırmamak için içi. Şimdi güzel susmak.
Bir sabah uyandığımda geçecek hepsi. Ama uyumalıyım.. Uzun zaman sonra ilk kez gerçekten uyumalıyım..

Hiç yorum yok: