9 Şubat 2009 Pazartesi

Asıl Adım Sensin

Yanında hayallerimin beden bulduğu kadına S. Ş.'ye..
Hep oyaladım seni...Yeri gelecek bir gün seni de yazacağım diyerek..Hep oyaladım. En iyi yazımı sana yazmak istiyorum dedim. En özel yazım senin için olmalı dedim,dedim,dedim. İçten içe hep zamanı gelmeli dedim. Hala zamanı değil ama artık yazmalıyım seni. Seni yazmaktan neden bu kadar kaçtım biliyor musun? Çünkü hep korktum seni yazmak,beni yazmaktı...Seni yazmak çocukuluğumu deşmekti,seni yazmak canımı acıtmak,kabuslar görmekti. Çünkü seni yazmaktan korktum. Bunların hepsinden korktuğum gibi. Hala zamanı değil ama artık yazmam gerek seni..
Bu yazıya böyle başlamak istedim..Bir başı olsun istemedim...Bir adı olsun istemedim..Seninle ilgili her şey bu yazıda olsun istedim..Yerin yok bende..Çünkü sığdıramadım seni içime. Adın da yok bende. Zihnimde, ruhumda böylesine kutsallaştırdığım bu varlığın,tanrısal tenini dökemem kağıda. Korkarım. Bir günah gibi seni yazmak...
Çocukluğumuzu hatırlıyor musun? Ben pek hatırlamıyorum. Senin içinde olduğunu hatıralara bölemiyorum. Parçalayamıyorum bu zamanı. Sana süslü laflar edecek değilim. Çünkü biz süsü hiç sevmedik senle.Süs de bizi sevmedi pekala. Hayatın renkli neonlarını göremedik, bol gümbürtülü odalarını. Siyahı sevdik senle,sessizliği. Bu yüzden sözler ve renkler aklımda kalmıyor pek senle ilgili. Fazla karmaşık olsa da..Bir gökkuşağında kursak da evimizi,yeterince siyaha aitti ruhumuz. Ne çok konuşsakta,sessizlikti bizim yerimiz...
Kendimi anlatıyormuş gibi hissetmek istemiyorum bu lanet yazıda.Ama bir türlü beceremiyorum seni benden ayırmayı. Seni anlatmak o kadar zor ki.Yazarken o kadar huzursuzum ki.
Bir türlü anlatamıyorum seni. Bu duyguyu iyi bilirsin, bir türlü anlatamamayı,ifade edememeyi. Bir şey var ama onu anlatacak söz yok,hece yok,cümle yok,kelime yok...Kahretsin!
Şimdi öyle bir araftayız ki senle "kader bize oyun oynuyor" Bir mayın tarlasında kaybolduğumuz gündür bugün. Gün ki hiçe sarılıp saatlerce ağlama günüdür. Gün ki bir çıkmazdan dönüp yolunu kaybetme günüdür..Ama biz yolumuzu çok kaybettik seninle. Çok kaybolduk şu ufacık dünyada. Çok çıkmazlara saptık,çok yol şaşırdık. Ama suç bizim değildi hiç bir zaman.Ne bir ışık vardı elimizde, ne de bir güneş tepemizde. Karanlıkta yollarımızı bulduk biz senle,el yordamıyla. Adımlarımızı takip ederek. Ne senin peşine gidip kayboldum ben, ne sen adımlarımın ardından karanlığa karıştın. Her an, an olduk birbirimize.
Şimdi ne zaman tanıştığımızı hatırlamıyorum,hatırlamak da istemiyorum aslına bakarsan. Bilirsin saçma sapandır hafızam. Boşver sen de hatırlama önemli değil şimdi bunlar.
Önemli olan sensin şimdi,benim.Kaybolduğumuz sokaklar önemli. Bize yalan söyleyen,kaybeden,hiç eden insanlar önemli. Onları ne sen unutursun ne ben,o nu da biliyorum her şeyden fazla. Unutmak için gelmedik belki dünyaya. Her an hatırlayıp, her an kamçılar yiyip, daha güçlü olmak için geldik.
Hep oyaladım seni..Gün gelecek seni de yazacağım diye. Ama yapamadım..Hep korktum seni yazmaktan. Bir çok şeye cesaretim,cesaretin olmadığı gibi yine korku sardı dörtbiryanımı. Peki bir böyle mi doğduk,korkarak? Kim öğretti bize bunu? Ağlamayı? Kaybetmeyi? Kaybolmayı?
Bunları bize öğreten biri olmalıydı. Çünkü biz hep bildik seninle...Sevgi bir ihtimal değil,sevgi biziz diye.Sevgi sensin.
Çok korkuyorum..Senin kadar benim de korkularım var...İnancım yok,senin kadar..Kimseye.
Ama bildiğim bir şey daha var. Varlıkla,yoklukla, sonsuzla,korkuyla..Nerde nasıl olsak da; yıkıverebiliriz duvarlarını hayatın,çimlerini yolarız,camlarını kırarız,gözlerini oyarız umutsuzluğun..Ne kadar kaybolsak kaybolalım..Sen ne kadar kaybolsan da,elbet bir yol oduğuna inan,inanalım.
İnanalım ki canımızı acıtanlara gülelim incede.
Bugün bir dilek tuttum kilisede...
" Tanrım bana güç ver..Senden bir şans diliyorum..Kocaman bir şans..O kadar hissedeyim ki ruhumda gücü artık Sevgi yi yazayım..."
20.02.2008
İstanbul

1 yorum:

Nemesis dedi ki...

Ben de korkuyorum inan...Ama bende seni yazacağım...Biliyorum ama korkuyorum...Varlığım...Canımsın!