3 Kasım 2008 Pazartesi

Her Koşulda

Sahnede denemekten asla korkmamak gerekiyor. Sanatçı saçmalamalı, saçmaladıkça salt kendine ulaşmalı.. Saçmaladıkça kendimize daha çok yaklaşıyoruz. Kontrolden çıkmış bazı duyunumlarda buluruz bazen kendimizi. En biz o oluruz. Belki yani. Belki de değil. Denemekten zarar gelmez.. Denedikçe doğruya ulaşırız. Doğruya inanıyorsak tabii. Doğruya inanmayacak kadar cesursak eğer işte o zaman daha doğru herşey. Sahnede doğru yoktur..
Hayat koşullar değiştikçe değişiyor.. Biz de bu koşullarla birlikte değişiyoruz. Her koşulda verdiğimiz tepki ayrı. Saklanmamızın ve kaçışlarımızın, dimdik duruşlarımızın veya çöküşlerimizin hep nedeni var. Ve bu nedenlerin kaynağı; koşullar...
Koşullar değiştikçe tepkimiz değişir. İşte insan davranışlarının özü budur. Oyunculuğun da. Her koşulu bilmek, her koşulda ne yapabileceğimizi düşünmektir kendimize yaptığımız yolculuk. Bu yolculukta gördüğümüz herşey biziz. Birbirinden ne kadar farklı olsa da. Bir kalıp içinde, sıkışa sıkışa bocalarız her koşulda. Ama her koşulda farkılıkları farkettiğimizde, farkındalığımızla biz oluruz. Hayat böyle. Sahne de. Her şeye rağmen hayat sahne değil ama.. Koşullar bize uygun veya değildir. Öyle anlar vardır ki hayatta -sahnede de- o koşulda tepkisiz kalırız. Öyle değil midir.. Nutkumuz tutulur. O zaman susmasını bilmek zorunda kalırız. Oyunculuk da konuşmak değildir. Dimağmızı kocaman açıp, her koşulda kendimizi gördüğümüzde hep farklıyız. Ama özünde hep aynı. Hem farklı hem aynı. Sahne hayat gibi, ama hiç değil.. Kafam gittikçe karışıyor. Stanivslavski'yi öpüp geleceğim.

Hiç yorum yok: