29 Eylül 2008 Pazartesi

Bryne,Olympia,Kök,Suzanna Hepsi Dafne'den


Palyaço makyajı yapmadım Suzi'ye. Yapamadım daha doğrusu. Maria "Saçma olur bence" dedi. Şuşan Teyzem "Ele güne rezil oluruz" dedi. Suzi duysa çok gülerdi buna. Özellikle ele güne kısmına. Kimseyi ikna edemesem de ben eminim onun böyle birşeyle çok mutlu olacağına. Yapmışım say Suzi. Ruh hastası kardeşlerin adına özür dilerim.

Saçlarımı kestirdim gidip. Sonra da boyadım. Şuşan Teyzem yarın görecek ve "elalem ne der diyecek". Hatta "arkandan deli diye bakacaklarını biliyorsan sorun yok" diyecek. Babam birşey demeyecek. Çünkü farketmeyecek eminim. Annem "sen beni öldüreceksin" dedi bile.

Birileri birşeyler dedi. Ve diyecek.

Ev kalabalık değildi Suzi'nin istanbul'a geldiği sabah. Buna sevindim. Ağlayan, zırlayan tipleri görmek istemiyordum. Zaten bunun için de cenazeye gitmeme kararı almıştım. Odaya girdiğimde Suzi yataktaydı. Öyle huzurlu görünüyordu ki. Gülümsedim yüzüne bakıp. Ellerini öptüm. Alnıma koydum bir de. Bu sefer kızmadı. Ağladım biraz. Ama çok az, Suzi'nin kızmayacağı kadar. Sonra makyajını yaptım. Bunun için önceden almıştım sözümü. Ellerini öptüm yine. Çok severim ellerini. Dünyanın en güzel elleridir Suzi'dekiler. Odadan çıktığımda Şuşan teyze girdi. Elbisesini giydirdi Suzi'nin. Gül kurusu gibi birşey, fazla şıktı. Suzi istemezdi böyle bir elbise. Siyah düz bir elbise isterdi eminim. Dizlerine kadar.

Sonra çıktım evden. Suzi'yi öptüm bol bol.

Bryne'i alıp eve döndüm sonra. Cenazede sadece biz yoktuk. Bryne ve ben. Eve döndük. Yattık uyuduk sonra... Gelenlerin sesiyle uyandık. Kapıyı kapattım sımsıkı. Kitledim bir de. Kimseyle konuşmak veya konuşulanları dinlemek istemiyordum. Bryne da öyle. Işıkları döndürdüm ve durdum yatakta...

Saçlarım on onbeş güne kadar akar gider. On onbeş gün sonra Suzi için ağlayan insanları da görmem. On onbeş gün sonra "normal" e dönecek hayat.


İlk defa gördüm Bryne'i. Bryne ablamın oğlu. Yeğenim yani benim. Dedemin adını taşıyor üstelik. Kök dedik bir de Alkım'la adına. Kök Bryne oldu adı. İlk defa bir cenaze evinde gördüm Bryne'i. Suzi'yi uğurladığım evde. Çocukluğumun geçtiği evde. Bryne tıpkı bana benziyor. Ben de dedeme benzerim. Üçümüz birbirimize benziyoruz yani. Tanısaydı Bryne'de çok severdi Suzi'yi eminim. Üçümüz de çok sevdik Suzi'yi diyorum bu yüzden. Bryne bir süre daha burda, hayat normale dönünce onlar da gidecek. Sonra hayat bizim için daha normale dönecek. Saçlarım akacak. Okullar açılacak.. Yeni insanlar olacak sonra. Hayat birşekilde normale dönecek.
Üzgün sanıyorlar beni. Arayanlar oluyor. Mesaj atanlar. Üzgün değilim oysa. Garip bir kalabalık var içimde. Etrafımda ağlayan insanlar var. Çok konuşanlar da. Dünya'nın dört bir yanından gelenler var evde. Şuan tam beş dil konuşuluyor. Kimseyi dinlemiyorum. Odamdayım hep Bryne ile.

Böyle gitti Suzi. Bryne ile yolladık O'nu dedemize..



2 yorum:

Karōshi dedi ki...

Huzur içinde uyusun sevgili Suzi.. Yaşam normale dönüyor.. Normalne ise artık.. :(

Oly Art dedi ki...

Hayat, artık gündelik "can sıkıcılarla" uğraştığımız zaman normale dönüyor galiba. Gündelik dışına çıkınca değişen birşey yok. Biz onu a-normal sanıyoruz, kendi a-normal dünyamızda. Böyle birşey herhalde.